Sehiv Secdeleri

SEHİV SECDELERİNİN YAPILIŞI

SEHİV SECDELERİ, Namaz içinde yanlışlıkla bir takım kusurlar yapıldığında, bu kusurlar sehiv (yanılma) secdeleriyle telafi edilir. Şimdi bu Yanılma Secdelerinin ne olduğunu ve bununla ilgili meseleleri göreceğiz.

Sehiv Secdeleri; son oturuştan sonra, iki secde yapıp «ettehıyyatü» ile salat ü selam okuduktan sonra, önce sağa sonra da sola selam vermekten ibarettir. Sehiv secdeleri, namazdan olan bir fiilin fazla yapılması, yahut bir vacibin yapılmaması veya eksik yapılması yahut farz ve vaciplerin zamanında icra edilmemesi gibi kusurların telafisi için meşru kılınmıştır.

SEHİV SECDELERİNİN YAPILIŞI

Namazın son oturuşunda «ettehıyyatü» okunduktan sonra, yalnız sağa selam verilip «Allahü Ekber» denilerek secdeye varılır. Üç defa «Sübhane Rabbiye’I-A’la» denilir ve tekbir getirilerek doğrulup, oturulur. Vücut organları yerlerine yerleştikten sonra, tekrar tekbir alınarak ikinci defa secdeye varılır; önceki gibi üç defa «Sübhane Rabbiye’I-A’la» denildikten sonra tekrar «Allahü Ekber» diye tekbir getirilerek oturulur. «Tehıyyat», «Salli, barik» ve
dualar okunduktan sonra; sırasıyla sağa, sola selam verilir. B öylece namazdan çıkılır.

Sehven (unutularak) yapılmayan vacipler için sehiv secdelerini yapmak vaciptir. Kasten yapılmayan vacipler, sehiv secdeleriyle telafi edilemez. Bu gibi durumlarda, namazı yeniden kılmak gerekir. Kılınmadığı takdirde, namaz harama yakın bir kerahetle caiz olmuş olur.

Sehiv secdelerinde niyet etmek gerekmez. Bununla beraber kalpten böyle bir niyet geçirmenin sakıncası yoktur. Ama niyet dil ile yapılırsa caiz olmaz ve namazla bağlantı kopacağından sehiv secdeleri de yapılmaz.

Namaz içinde sehiv secdelerini gerektiren hallerin bir kaç kere meydana gelmesi durumunda, hepsi için ayrı ayrı sehiv secdeleri yapmak gerekmez.

SEHİV SECDELERİNİ GEREKTİREN HALLER

Sehiv secdelerini gerektiren sebepler şöyle sıralanmıştır:

1)      Bir rüknü, diğer rükünden önce yapmak. Mesela: İftitah Tekbiri alınıp, «Sübhaneke» okunduktan sonra, bir miktar Kur’an okumak farzdır. Bu farz yerine getirilmeden rükûa varılsa ve rükûda Kur’an okunmadığı hatırlansa; kalkılır Kur’an okunur ve ikinci kez rükûa varılır, namazın sonunda yanılma secdeleri yapılır.

2)      Namazdaki rükünlerden birinin zamanında yapılmayıp geciktirilmesinden dolayı sehiv secdeleri gerekir. Mesela: Namazın herhangi bir rekâtında secdelerden biri yapılmayıp namazın sonunda hatırlandığında, bu secde yapılır ve arkasından teşehhüt miktarı oturulduktan sonra sehiv secdesine varılır.

3)      Namazdaki rükünlerden birini bir kaç kere yapmak durumunda da sehiv secdeleri icap eder. Örneğin: İkindi Namazının farzını kılmakta olan birisi, son oturuştan sonra yanılıp selam vermese ve beşinci rekâta kalksa; asıl namaza namazın rükünlerinden olan kıyamı (ayakta duruşu) ilave ettiğinden, sonunda sehiv secdesi yapması gerekir.

4)      Vaciplerden herhangi birini hiç yapmamak veya geciktirmek de sehiv secdelerini gerektirir. Mesela: Farz namazların ilk iki rekâtlarında, Vitir ve Nafile namazların her rekâtında Fatiha’nın okunmaması, Fatiha’dan sonra bir süre veya kısa ayetlerden en az üç ayet okunması icap eden yerlerde bunların okunmaması, dört ve üç rekâtlı namazlarda ilk oturuşun yapılmaması, Vitir Namazlarında kunutların okunmaması durumlarında sehiv secdeleri yapılır.

Sehiv secdeleriyle ilgili meseleler:

Namazlarda gizli yahut aşikare okuma cemaatin hususiyetlerinden olduğundan, tek başına namaz kılan gizli okunması gereken yerlerde aşikare okunduğunda sehiv secdelerini yapmakla mükellef tutulmamıştır. Bununla beraber tek başına namaz kılanın gündüz namazlarında aşikare okuması uygun değildir.

ikinci oturuşta «ettehıyyatü»den sonra Kur’an okunsa, sehiv secdeleri gerekmez. Ama her iki oturuşta «ettehiyyatü»den sonra Kur’an okunursa, sehiv secdeleri icap eder.

Farz namazların ilk iki rekâtlarında Fatiha, ikişer kere okunsa sehiv secdeleri gerekir. Ama üçüncü ve dördüncü rekâtlarında aynı şekilde tekrar edilse gerekmez.

  • Birinci oturuşa oturulması unutulup, tam ayağa (üçüncü rekâta) kalkılacağı zaman hatırlansa, bakılır: Eğer durum oturma haline daha yakın ise, oturulur ve sehiv secdesi gerekmez. Ayağa daha yakınsa, oturulmaz kalkılır ve namazın sonunda sehiv secdeleri yapılır. Yalnız, Nafile namazlar böyle değildir, ki Nafile namazların
    birinci oturuşları unutulup, üçüncü rekâta tam kalkıldıktan sonra hatırlanılırsa, hemen oturulur ve sonunda da sehiv secdeleri yapılır.

İmamın yanılmasıyla hem kendisine hem de kendisine uyana sehiv secdeleri gerekir.

İmama uyanlar, sehiv secdelerini gerektiren bir iş yaptıklarında, imamlarından ayrılarak sehiv secdelerini yapmaları gerekmez. Yine imamın sehiv secdelerini terk etmesi durumunda, cemaat da imama tabi olur.

İmama birinci rekâttan sonra uyan bir mesbük (ilk rekâtta imama yetişemeyen kimse), imamla birlikte sehiv secdelerini yapar; sonra kalkar yetişemediği rekâtları kaza eder. Böyle birisi, imamın sehiv secdelerine iştirak etmeden ayağa kalkıp yetişemediği rekâtları kaza etse kendisinden sehiv secdeleri düşmez, namazın sonunda
sehiv secdelerini yapması gerekir.

imama sonradan uyan mesbük, kendi başına kıldığı rekâtlarda sehiv secdelerini gerektiren bir iş yaptığında, namazının sonunda sehiv secdelerini yapar.

Namaz kılan kişi, «Üç rekât mı, dört rekât mı kıldım?» diye şüpheye düşse ve bu hal ilk kez başına gelse, namazını bozarak yeniden kılar. Ama bu tür şüphelere sık sık müptela oluyorsa, düşünür ve zann-ı galibine göre hareket eder. «Şu rekâtı kıldım» diye kesine yakın bir ihtimal üzerinde karara varamazsa; üç rekât kıldığını var sayar, fakat ihtiyaten oturur «ettehıyyatü»yü okur, dördüncü rekâta kalkar; bu rekâtı kıldıktan sonra yine oturur, gerekli şeyleri
okuyup sağma selam verdikten sonra sehiv secdelerini yapar.

Namaz içinde namazla ilgili bir fiilin yapılıp – yapılmaması hususunda şüpheye düşüldüğünde, bakılır: Eğer bu şüphe süresi üç defa «Sübhanallah» denilecek kadar bir müddet sürmüş ve bu süre zarfında farz yahut vaciplerden biri ertelenmiş ise sehiv secdeleri gerekir. Mesela: Birinci «tehiyyat»tan sonra, hemen ayağa kalkılması vacip olan namazlarda; kişi dalıp bir süre öyle beklese namazın sonunda sehiv secdelerini yapması gerekir.

Cuma ve Bayram Namazlarında cemaatin kalabalık oluşu sebebiyle sehiv secdeleri af edilmiştir, yapılmaz.

imam, Sabah Namazında Fatiha’nın tamamını gizli okuduktan sonra aşikare okuyacağını hatırlasa, Fatiha’yı yeniden okumaz. Fakat ekleyeceği süre ve ayetleri aşikare okur, namazın sonunda da sehiv secdeleri yapar.

BAŞLANILMIŞ BİR NAMAZ HANGİ DURUMLARDA YARIDA KESİLİR VE BİR NAMAZ HANGİ ŞARTLARDA KAZA YA BIRAKILIR?

Başlanılmış bir namazı sebepsiz yere yarıda kesmek haramdır. Ancak, bazı hallerde namazı yanda bırakmak caiz ve
hatta hazanda vacip olur. Bu sebepleri şöyle sıralayabiliriz:

1)      Birinin zulmüne uğrayan, herhangi bir hayvanın saldırısına maruz kalan, suya düşen vb. durumlarla karşılaşan bir kişi yardım istediğinde, yardım çağrısını duyanın farz namazda da olsa namazını keserek yardım dileyenin imdadına koşması gerekir, bu vaciptir.

2)      Ebe kadın doğum yapmak üzere olan bir kadının yanında iken namaz vakti girse ve namaza dursa; o arada hasta doğurmaya başlasa, ebe kadın, hastanın veya doğuracağı çocuğun kendi müdahalesi olmadan hayati tehlikeye maruz kalacaklarım veya ikisinden birinin bir uzvunun sakat kalacağına galip zan ile hüküm verdiğinde,
namazını yanda kesmesi gerekir. Namaza başlamamış ise, namazım kazaya bırakması vacip olur.

3)      Namaza durduğu takdirde, canına veya malına bir zarar geleceğini kesinlikle bilen bir kimse, namazını kazaya bırakır. Bir dirhem (2,8 gram) gümüş değerinde olan bir şey; başkasının dahi olsa çalınmak korkusu olduğunda, kişi kılmakta olduğu namazını -farz namazı bile olsa- bozabilir.

4)      Birisi Nafile Namaz kılarken anası, babası, dedesi veya ninesi namazda olduğunu bilmeden kendisini çağırdıklarında namazını bozabilir. Ama namazda olduğunu bile bile çağırırlarsa, namazını bozarak onların isteklerini yerine getirmesi vacip olur. Farz namaz kılarken çağırdıklarında namazını bozması caiz olmaz. Farz namazını yanda kesmek için mal veya can ile ilgili bir tehlikenin söz konusu olması şarttır.

5)      Kadın farz veya nafile namaz kılarken ocaktaki yemeğinin taşmasından yahut çocuğunun feryat ile ağlamasından korktuğunda namazını yarıda kesebilir.

CEMAATA YETİŞMEK İÇİN BAŞLANILMIŞ NAMAZLARI BOZMAK

Soru: Bir insan tek başına bir namaza başladıktan sonra yanı başında bir grup cemaatle namaz kılmaya başlasa ne yapar?

Cevap: Birisi, farz bir namazı tek başına kılmaya başladıktan sonra yanı başında bir grup, cemaat olarak aynı namaza dursa, tek başına namaz kılmakta olan, durumuna göre şu yollardan birini izler: Eğer Öğle, İkindi ve Yatsı Namazlarından birine başlayıp bir rekât kılmış, yani secde yapmış ise; kıldığı bir rekâta , bir rekât ilave ederek tehıyyat’a oturur, selam verdikten sonra imama uyar.

Kıldığı o iki rekât, nafile olur. Birinci rekâtı kılmadan ve hatta daha kendisi rükûda iken imam namaza dursa, hemen namazım bozar, imama uyar.

Eğer tek başına namaz kılmaktaki kişi Öğle, ikindi ve Yatsı Namazlarında üç rekât kıldıktan sonra imam aynı namaza başlarsa, artık namazını yarıda kesmez, namazını bitirir ve sonunda dilerse Nafile kılmak üzere imama uyar. Yalnız ikindinin farzından sonra Nafile kılınmadığı için, bu durumda imama uymaz.

Sabah Namazının farzından sonra nafile namaz mekruh olduğundan ve yine üç rekât Nafile kılmak mekruh sayıldığından ötürü Sabah ve Akşam Namazlarında Nafile kılmak niyetiyle imama uyulmaz.

Birisi, tek başına Sabah ve Akşam Namazlarından birinin bir rekâtını kıldıktan sonra imam namaza başlasa, hemen namazını keser, imama uyar. B öylece cemaat sevabını kazanır. Eğer her iki vakitte de ikişer rekât kıldıktan sonra imam namaza başlarsa, artık namazını kesmez, tamamlar ve Nafile niyetiyle imama da uymaz.

Bir mümin, Nafile Namaza başladıktan sonra imam farz namaza dursa, bu kişi namazını rekâtla kayıtlamamış bile olsa, başladığı Nafile Namazı ikiye tamamladıktan sonra imama uyar. Kaza ve adak namazlarında da durum aynıdır. Yani bu tür namazlardan birine başlamış kimsenin yanında cemaat teşekkül edip namaza durulsa,
namazını yanda kesmez.

Öğle Namazının yahut Cuma Namazının ilk sünnetlerine başladıktan sonra imam namaza dursa yahut hatip hutbeye çıksa bu namazlar bir tek namaz gibi olduğundan başlanılan sünnetler tamamlanır.

Bir mümin, cemaatle kılınmakta olan bir namazın bir tek rekâtına yetişse cemaat sevabına nail olur.

Namazı Bozan Şeyler

RÜYA TABİRLERİ SÖZLÜĞÜ
ABCÇDEFGHIİJKL
MNOÖPRSŞTUÜVYZ
0-9

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Yükleniyor...
Başa dön tuşu