Hac

Hac İle İlgili Tüm Bilgiler

Hac kelimesi lügatte; kastetmek, bir şeye veya bir yere yönelmeyi gönülden geçirmek manalarında kullanılır. Şeriat ıstılahındaki anlamı ise: «Belirli zamanda Arafat’ta bir süre durmak, belirli hareketlerle Kâbe’yi ve çevresindeki kutsal yerleri ziyaret etmektir.

Kâbe

Müslümanların Kıblesidir. Mekke’de Mescit-i Haramın ortasında yaklaşık 13 metre yüksekliğinde, 12 metre boyunda, 11 metre genişliğinde taştan yapılmış dört köşe bir binadır. Doğu köşesine «Rükn-i Hacer-i Esved» yahut «Rükn-i Şarkî», Güney köşesine «Rükn-i Yemanî», Batı köşesine «Rükn-i Şamî», Kuzey köşesine
de «Rükn-i Irakî» denir.

İSLAM’DA HACCIN FARZ OLUŞU

Hacın farz oluşu Kur’an, hadis ve İslam ümmetinin icmai ile sabittir. Binaenaleyh bu ibadeti inkar etmek, lüzumsuz görmek, israf sebebi kabul etmek, hafife almak küfürdür. Bu inançta olanlar Dinden çıkmış sayılırlar.

Şartlarını taşıyan kimseler için ömürde bir defa Haccetmek farzdır. İmkanları olduğu halde bu vazifelerini yerine getirmeden dünyaya veda edenler namazdan, zekattan sorguya çekilecekleri gibi Hac ibadetinden de hesaba tabi tutulurlar.

Hac, Hicret’in dokuzuncu yılında farz kılınmıştır. Bununla ilgili ayetin meali şöyledir:

«Ona (Kâbe’ye gitmeye) bir yol bulabilenlerin (gücü yetenlerin) Beyti Hac (ve ziyaret) etmesi Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim küfrederse, şüphesiz ki Allah alemlerden gani’ (müstağni) dir.» (Al-i İmran süresi: 97.)

İslam’ın beş temel üzerine oturtulduğu belirtilen meşhur hadiste, bu beş temelden birinin de Hac ibadeti olduğu bildirilmektedir.

HACCETMENİN FAZİLETİ

Hac bir ibadettir ve her ibadette olduğu gibi Hac ibadeti karşılığında da sev ablar, mükafatlar vade dilmiştir. Allah’ın Resulü şöyle buyurur:

«Her kim Hacceder (ve Hac esnasında) kötü söz söylemez, günah işlemez ise anasından doğduğu günkü gibi (günahlardan arınmış olarak Hacdan) döner.» (Buhari ve Müslim.)

Meşhur sahabe Ebu Hüreyre radıyallahü anh anlatıyor:

Bir keresinde Nebi sallallahü aleyhi ve sellem’e en üstün amelin hangisi olduğu soruldu.

— Allah’a ve Peygamberine iman etmektir, buyurdu.

— Sonra nedir? dediler.

— Allah yolunda cihadadır, buyurdu.

— Sonra nedir? diye bir soru daha yönelttiler.

— (Hac esnasında sahibinin hiçbir günah işlemediği) Hac-ı mebrür (kabul edilmiş Hac)dur, buyurdu. (Aynı eserler.)

Kendilerine Hac farz olduğu halde bu farzı yerine getirmeyenlerin durumları:

Hac ’a gitme şartlarına ve imkanlarına sahip olduğu halde bu vazifeyi vaktinde yerine getirmeyen büyük vebal altına girmiştir. Bu durum, O’nun imanının zayıf olduğunun bir göstergesidir. Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem’in şu hadisini dikkatle okuyalım :

«Her kim kendisini Beytullah’a ulaştıracak kadar azığa (mali güce) ve bineğe sahip olur da Haccetmezse, varsın Yahudi yahut Hristiyan olarak ölsün.»

Ömer b. el-Hattab radıyallahü anh de şöyle demiştir:

«Hac ’a gidecek güç ve kuvvette olduğu halde Hacca gitmeyen kimselerin olduğunu öğrenince evlerini başlarına yakmayı içimden geçirdim. Vallahi ben onları Müslüman görmüyorum!

Vallahi ben onları Müslüman görmüyorum! Vallahi ben onları Müslüman görmüyorum!»

HACLA İLGİLİ TERİMLER

Hac ifadesi müstakil kullanıldığında farz olan Hac anlaşılır, bu da: Belirli zamanda Arafat’ta bir süre durmak, belirli hareketlerle Kâbe’yi ve çevresindeki kutsal yerleri ziyaret etmektir.»

Görmeye gitmek anlamına gelen bu kelime Hac bahsinde ihramlı olarak tavaf, sa’y ve vakfe gibi Hac ile alakalı vazifeleri usulüne göre yapmak anlamlarında kullanılır. Örneğin: Kâbe’yi ziyaretten maksat, onu tavaf etmek, ibadet kastıyla çevresinde dolaşmaktır.

HACCIN ÇEŞİTLERİ

  1. A) HÜKÜM YÖNÜNDEN

1)      Farz olan Hac: Hac ile mükellef olma şartlarını taşıyan kimselerin ömürlerinde bir defa yapmaları gereken Hac ’tır.

2)      Vacip olan Hac: Nezredilen Hac ile başlanılmış iken bozulan nafile haclardır. Binaenaleyh bir kimse, herhangi bir sebeple Haccetmeyi adadığında, bu adağını yerine getirmesi gerekli olduğu gibi başladıktan sonra bozduğu nafile Hac ’a bedel olarak Haccetmesi de vaciptir.

3)      Nafile Hac: Farz olan Hac eda edildikten sonra ikinci üçüncü, dördüncü defa yapılan ve vacip ile bozulmuş nafile haclara mukabil yerine getirilen hacların dışında Allah rızası için yapılan haclarla çocuk, bunak, deli ve kölelerin yaptıkları haclardır.

  1. B) YAPILIŞ YÖNÜNDEN

1)      Ifrad Hac’ı: Umre’ye niyet edilmeksizin yapılan haçtır.

2)      Temettü’ Hac’ı: Hac mevsiminde, önce ihrama girilip Umre yapıldıktan sonra ihramdan çıkılan sonra aynı mevsimde yurda, aile ocağına dönülmeden tekrar ihrama girilerek usulü dairesinde yapılan haçtır.

3)      Kıran Hac’ı: Umre ve Hac, bir ihramda birleştirilerek yapılan haçtır. Hac aylarından evvel veya Hac aylan içinde önce Umre yapılıp ihramdan çıkılmadan aynı ihram ile Hac günlerinde usulü dairesinde yapılan haçtır.

Hanefi Mezhebine göre, bu üç Hac şeklinin en faziletlisi Kıran, sonra temettü’ üçüncü derecede de ifrad Hacıdır. Her biri, ileride müstakil başlıklar altında açıklanacaktır.

HAC AYLARI

Hac ile alakalı fiil ve ibadetlerin başlayıp devam ettiği aylardır. Bunlar Şevval ve Zi’l-ka’de aylarıyla Zi’l-Hicce ayının ilk on günüdür. Bu aylardan önce ihrama girilmesi haram sınırına varan bir kerahet ile mekruhtur.

HAC MEVSİMİ

Farz, vacip ve nafile hacların yerine getirildiği Zi’l-Hicce’nin ilk 10 günüdür. .

HAC GÜNLERİ

Hac menasikinin (hacla ilgili fiil ve ibadetlerin) ifa edildiği Zi’l-Hicce’nin ilk 10 günüyle, 11, 12 ve 13’üncü günleri özel adlarla anılırlar. Şöyle ki:

1)      Belirli Günler: (Eyyam-ı ma’lümat) Zi’l-Hicce’nin ilk 10 günüdür.

2)      Sayılı Günler: (Eyyam-ı ma’düdat) Arife günü sabahından Bayramın 4’üncü günü olan Zi’l-Hicce’nin 13’üncü gününe kadar ki 5 gündür. Bu günlerde beş vakit namazın farzlarından sonra Teşrik Tekbirleri alındığından bu günlere «Teşrik Günleri» de denilir.

3)      Terviye Günü: Zi’l-Hicce’nin 8’inci günüdür. Hacıların bu gün sabah namazını Mekke’ede kılıp Güneş doğduktan sonra Mina’ya çıkmaları ve geceyi Mina’da geçirmeleri sünnettir. Bu güne «Terviye Günü» denmektedir.

4)      Arife Günü: Zi’l-Hicce’nin 9’uncu günüdür. Hacılar, Hacm birinci rüknü olan «vakfe» vazifesini bu gün Arafat denilen bölgede getirirler.

5)     Kurban Kesme Günü: (Yevm-i nahr) Zi’l-Hicce’nin 10’uncu günüdür. Kurbanlar ilk olarak bu gün kesilir, ll’inci ve 12*inci günlerde de kurban kesildiğinden bu üç güne birden kurban kesme günleri anlamında «Eyyam-ı nahr» denilir ve bu üç gün süresince hacılar Şeytan’ı taşlamak (recm-i cimar) vazifesini yerine getirmek üzere Mina’da bulunduklarından ötürü de bu günler «Eyyam-ı Mina (Mina Günleri)» diye de anılır.

MEKKÎ VE AFAKÎ

Gerek Hac ve gerekse Umre yapanlar Mekkî (Mekkeli) ve Afaki (taşralı) diye iki kısma ayrılırlar. Buna göre; «Afakî»ler Mekke’nin çevresindeki «Mikat» denilen noktaların sınırladığı bölgelerin dışında ikamet eden kimselerdir. Bu durumda olanlar, Mekke’ye giderken Mikat hududunu ihramız geçemezler.

Mekkîler ise, Mekke ile Mikat denilen sınırlar içinde oturanlardır. Bunlar, Mikat sınırları dışına çıkmadıkça Mekke’ye
ihramsız girip çıkabilirler. Mikat ile Hıll bölgesi sınırlan arasında oturanlar, gerek Hac ve gerekse Umre için Hıll bölgesinde ihrama girerler. İhramsız olarak Harem bölgesine geçemezler. Harem sınırları içinde oturanlara gelince; bunlar Hac için Harem-i Şeriften veya bulundukları yerden; Umre için ise Harem bölgesi dışından ihrama girerler.

Harem bölgesi: Mekke-i Mükkereme ile çevresindeki bitkileri koparılmamakta ve hayvanları, avlanmamak üzere sınırlar tayin ve tespit edilmiş olan bölgedir.

Hıll bölgesi: Harem bölgesi sınırlarının başladığı yerler ile Mikat sınırlan arasında kalan yerlerdir.

MİKAT

Hac, Umre veya başka maksatlarla Mekke’ye gelen Afakilerin ihramsız olarak geçemeyecekleri sınırlan belirleyen noktalardır. Bu noktalar, Allah Rasülü tarafından belirlenmiştir.

İHRAM

ihram, kişinin Hac yahut Umre niyetiyle Hac ile alakalı vazifeleri yapmaya başlaması ve diğer zamanlarda helal olan bir takım işleri belirli bir süre kendisine haram kılmasıdır. Avam halkın sandığı gibi ihram, dikişsiz örtülere (havlulara) bürünmek değildir. Nitekim bir Hacı namzedi dikişli elbisesini çıkarmadan Hac vazifelerini yapsa Hac’ı sahih olur. Fakat Hac ‘mı dikişli elbise ile eda ettiğinden günahkar olur ve ceza olarak bir koyun yahut keçi kesmesi gerekir.

RİDA’ VE İZAR

Belden yukarı örtülen havlu ve benzeri örtülere rida’; belden aşağıya dolanan peştamal gibi örtülere de izar denir.

TELBİYE

TELBİYE

«Lebbeyk allahümme lebbeyk. La şerike leke lebbeyk. İnnelhamde venni’mete leke velmülk. La şerike lek.»

  • Manası:

«Davetine icabet ettim Allah’ım! Davetine icabet ettim. Senin hiçbir ortağın yoktur. Davetine icabet ettim. Hamt de nimet de Senin, mülk de.. Senin hiçbir ortağın yoktur.»

Mealindeki sözleri ihramlı olarak yüksek sesle söylemektir. Kadınlar seslerini yükseltmezler. Yukarıdaki Telbiye’nin eksik söylenmesi uygun düşmez. Telbiye’nin bir kere okunması şart, bundan fazlası sünnettir.

HACCIN ŞARTLARI

Hanefi Mezhebinde Haccın şartlan üç kısımdır:

1)      Haccın farz olmasının şartlan,

2)       Haccın edasının (bizzat mükellef tarafından yerine getirilmesinin) şartları,

3)       Haccın sıhhatinin şartları.

HACCIN FARZ OLMASININ ŞARTLARI

l)Müslüman olmak: İslam idaresi altında yaşayan gayr-i Müslimler Hac ile mükellef değillerdir.

2)       Akıllı olmak: Delilere Hac farz değildir. Bunaklara farz olup olmaması ihtilaflıdır.

3)       Erginlik çağma ulaşmış olmak: Buluğ çağından önce Haccetmiş bir çocuk için yaptığı Hac, farz Hac yerine geçmez nafile sayılır. Buluğa erdikten sonra Haccın şartlarını taşırsa Haccetmesi gerekir.

4)      Hür olmak: Köle ve esirlere Hac farz değildir.

5)      Haccın farz olduğunu bilmek.

Bu şart Müslüman olmayan ülkelerde İslamiyet’i kabul edenler için geçerlidir. Bu gibi kimseler Haccın farz olduğunu bilmezler ise kendilerine Hac farz olmaz. Ama İslam ülkesinde (Müslümanların çoğunlukta olduğu bir ülkede) bulunmak Haccın farz olduğunu bilmek sayıldığından buralarda yaşayanların Haccın farziyetini
bilmemeleri özür sayılmaz.

  1. Azık ve binite sahip olmak. Yani Haccın farz olması için oturulan ev, giyilen elbise, ev eşyası, hizmetçi, şahıslara olan borçlar, Hac ’a gidip gelinceye değin çoluk çocuğun geçim ve evin bakım masrafları gibi zaruri ihtiyaçlar dışında Mekke’ye vasıtayla gidip gelinceye kadar yapılacak masrafları karşılayacak malî güce sahip olmak.

7-      Vakit: Hac vazifesini rahatlıkla gidip ifa etmeye yeterli bir zamanın olması da Haccın farz olmasının şartlarındandır. Bu nedenle, bir kimse Haccın farz olması için gerekli olan diğer yedi şartı taşıdığı tarihten itibaren bu vazifeyi yerine getirebileceği müsait bir vakit bulamadan ölse mesul olmaz.

HACC’IN EDASININ ŞARTLARI

1)      Sıhhatli olmak. Binaenaleyh kendisine Hac farz olmadan önce kötürüm düşen, iki ayağı kesilen, felç olan kimse bilahare zengin olsa yahut bu illetlere maruz olarak buluğ çağına erse; diğer şartlan haiz olsa bile Hac ile mükellef olmayacağı gibi kendi adına bedel göndermekle de mükellef tutulmaz.

2)      Hapis ve Hacdan menedilmek gibi hissi bir engel bulunmamak.

3)      Yol güvenliğinin bulunması.

4)       Kadınlar için bir mahrem bulunmak.

5)      Kadınların iddet sürelerinin bitmiş olması. Kocası ölen kadın ile boşanmış kadınlar belli bir süre iddet beklerler. Kocası ölen kadın dört ay on gün (hamile ise doğum yapana kadar) iddet bekler, bu süre zarfında evlenemez, 90 kilometre ’den uzak yerlere gidemez. Boşanan kadınlar ise üç ay iddet beklerler. Binaenaleyh,
bu gibi kadınlar Mekke’ye 90 kilometre uzaklıkta oturduklarında Hac ’a gidemezler, Hac ’a gitmekle mükellef değillerdir.

HACCIN SAHİH OLMASININ ŞARTLARI

1)      Hac niyetiyle ihrama girmek,

2)       Belirli zaman,

3)       Belirli mekan.

İHRAM

İhram, kişinin Hac yahut Umre niyetiyle Hac ile alakalı vazifeleri yapmaya başlaması ve diğer zamanlarda helal olan bir takım işleri kendisine haram kılmasıdır.

İhram iki şeyle gerçekleşir :

  1. a) Hac ’a yahut Umre ’ye veya her ikisine niyet etmekle
  2. b) Telbiye getirmekle,

Yalnız telbiye veya yalnız niyet yeterli değildir. Her ikisinin birlikte yapılması gerekir. Telbiye – terimler bölümünde yazdığımız gibi şu mübarek kelimelerdir :

«Lebbeyk allahümme lebbeyk. La şerike leke lebbeyk. İnnelhamde venni’mete leke velmülk. La şerike lek.»

Soru: Telbiye kelimelerini bilmeyen Türkçe veya Arapça bazı cümlelerle Allah’ı ansa ihrama girmiş olur mu?

Cevap: Bir kimse yukarıdaki telbiyeyi bilmese «Sübhanallah, elhamdülillah, Allahü Ekber» gibi teşbih ve hamd ifadelerinden birini ihrama niyet ederek söylese, ihrama girmiş sayılır.

HACCIN RÜKÜNLERİ

Rükün, yapılmak istenen işin temel unsurudur. Yapılmak isten şeydir. Hac’ın iki rüknü vardır :

1)      Arafat’ta vakfe,

2)       Ziyaret tavafı.

Bu ikisinden biri yerine getirilmezse Hac sahih olmaz. Vakfe, tavaftan daha kuvvetlidir. Nitekim Arafat’ta vakfe ’den önce yapılan cinsi münasebetle Hac bozulduğu halde, ziyaret tavafından önce yapılan böyle bir muamele ile Hac bozulmaz.

1) ARAFAT’TA VAKFE

Arafat, Mekke-i Mükerreme’nin 25 kilometre güneydoğusunda yaya beş-altı saatlik bir mesafede bulunan bir bölgenin adıdır. Hac’ın ilk rüknü olan vakfe burada yapılır. Urane vadisi dışında her yerinde vakfe yapılabilir. Yalnız, Cebel-i Rahmet denilen tepelerin eteklerinde yapılması sünnettir.

VAKFE NEDİR ?

Vakfe, belirli bir yerde kısa bir süre kalmaktır. Hacda iki yerde vakfe yapılır: Arafat’ta ve Müzdelife’de. Arafat vakfesi Hac’ın rüknüdür, onsuz Hac sahih olmaz. Müzdelife vakfesi ise vaciptir, terkinden dolayı sadece ceza gerekir.

ARAFAT VAKFESİNİN SAHİH OLMASININ ŞARTLARI:

Arafat vakfesinin sahih olması için üç şart vardır :

1)       Hac ’a niyet edip telbiye getirmiş olmak (yani ihram’a girmek),

2)       Vakfeyi belirli yerde yapmak,

3)       Vakfeyi muayyen zamanı içinde yapmak.

Arafat vakfesi’nin zamanı:

Arife günü zeval vaktinden Güneş’in tam tepe noktasına geldiği andan başlar. Bayramın birinci günü tanyerinin ağarmaya başladığı ana kadar sürer. Bu süre zarfında Arafat’ta bir dakika durmakla vakfe farzı yerine getirilmiş olur. Ancak vakfenin ilk anıyla Güneş’in batışına kadarki müddet içinde yapılması vacip olduğundan
mazeretsiz olarak geceye bırakılması caiz değildir.

Vakfenin ayakta yapılması şart değil ise de ayakta Kıble ’ye karşı durularak yerine getirilmesi daha faziletlidir. Şuurlu şuursuz, uyanık veya uyku halinde veya baygın olarak Arafat’ta bulunan kimse vakfesini yapmış sayılır.

2) ZİYARET TAVAFI

Haccın ikinci rüknü ziyaret tavafıdır. Bu da Kâbe’nin çevresinde yedi defa dolaşmaktır. Hacer-i Esved’in bulunduğu köşe veya bu köşenin hizası tavafın başlangıç noktasıdır. Tavafa buradan başlanır. Kâbe sola alınarak sağa (Rükn-i Irakî yönüne) doğru ilerlenir ve bu ilerleyiş Hacer-i Esved köşesinde veya hizasında son bulur. Bu şekilde Beytullah’m etrafında yedi defa dolaşılır. Her bir devre bir «şavt» denir ve bir tavaf, yedi şavt’tan oluşur.

TAVAF’IN SAHİH OLMASININ ŞARTLARI

1)      Tavaf’ın Ka’be’nin çevresinde ve Harem-i Şerif’in içinde yapılması. Mescidin dışında dolaşılması tavaf sayılmaz.

2)      Şavtların (devirlerin) çoğunun en az dördünün yapılmış olması gerekir.

3)        Hacla ilgili tavafların belirlenen zamanlarda yapılması.

Rüyada Sofra Görmek

RÜYA TABİRLERİ SÖZLÜĞÜ
ABCÇDEFGHIİJKL
MNOÖPRSŞTUÜVYZ
0-9

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Yükleniyor...
Başa dön tuşu