Gusül Boy Abdesti
GUSUL (BOY ABDESTI)
Gusül Boy Abdesti, Gusül kelimesi, lügatte; suyu vücudun muhtelif yerlerine akıtmak manasına geldiği gibi kendisiyle bir şey yıkanılmış su anlamına da gelir. Şeriat ıstılahında gusül: Bütün vücudu yıkamaktan ibarettir. Bu da, suyu vücudun her tarafına döküp akıtmakla gerçekleşir. Vücudu bez veya süngerle silmek gusül yerine geçmez.
Farz olan gusül, hem amel hem de itikat açısından farzdır. Binaenaleyh, sebepleri gerçekleşen farz guslü inkar eden küfre gider. Cünüplükten yıkanmak Kur’an, Sünnet ve icma ile sabittir. Allah Teala, Maide Suresinin 6’ncı ayetinde mealen şöyle buyurur:
— «Ey müminler!) Eğer cünüp olursanız boy abdesti alınız.»
Boy abdestinin sebebi:
Boy abdestinin sebebi; büyük abdestsizlik hali dediğimiz cünüplük, hayızlık ve lohusalık sebebiyle yapılmaları caiz olmayan şeylerin hayızlık ve lohusalık sürelerinin bitiminden sonra – yapılmalarını sağlamaktır.
Boy abdesti (gusül) dört kısımdır:
1) Farz olan gusül,
2) Vacip olan gusül,
3) Sünnet olan gusül,
4) Müstehab olan gusül,
GUSLÜ FARZ KILAN HALLER:
Boy abdestini farz kılan haller dörttür:
1) Gerek uyku gerek ayık hallerinde olsun, erkek ve kadından münasebet olmaksızın meninin şehvetle yerinden ayrılmasıdır. Burada meninin şehvetle yerinden ayrılması şarttır. İlgili organdan çıktığı sırada şehvet yatışmış ise, İmam-ı Azam ‘a göre yine yıkanmak şarttır. İmam Ebu Yusuf, yıkanmanın farz olması için meninin şehvetle dışarı çıkmasını şart koşar. Fetva, İmam-ı Azamın kavline göre verilir.
2) Erkek ve kadının edep yerlerinin çıplak olarak birbirine değmesidir. Bu durumda meni gelmese ve arzu kabarmasa bile yine yıkanmak farzdır.
3) Kadınların hayız halleridir.
4) Kadınların lohusalık durumlarıdır, ki doğumdan sonra rahimlerinden süregelen kanın kesilmesiyle yıkanmaları farz olur.
GUSLÜN FARZLARI, SÜNNETLERİ EDEBLERİ, MEKRUHLARI
GUSLÜN FARZLARI
Guslün farzları üçtür:
- a) Ağzın içini bol su ile yıkamak. Bu, suyu ağızda çalkalamakla sağlanır.
- b) Burun boşluğuna suyu çekip, yumuşak kısmı yıkamak.
- c) Bedenin ağız ve burun dışında kalan diğer zahiri kısımlarını tamamen yıkamaktır.
Sünnet olmamış erkeklerin edep yerlerinin ucundaki kabuğun içini – kolay açıldığı takdirde – yıkamaları farzdır. Yine göbeğin içini yıkamak da farzdır. Saç ve sakal ne kadar gür olursa olsun, tüylerin ve kılların diplerine suyu geçirmek farz olduğu gibi saçların ve sakalların aralarına da suyu ulaştırmak farzdır. Bunlar gerçekleştirilmezse gusül sahih olmaz.
Kaşların, bıyıkların, sakalların ve saçların kılları keçeleşmiş olsa, yine bunların hem diplerini hem de içlerini yıkamak farz olur. Küpe ve yüzük dar olup da altlarına suyun geçmesini engelledikleri büyük bir ihtimalle sanıldığında, küpe ve yüzüğün hareket ettirilmesi farz olur.
Vücuda sürülen merhemler, tırnak altlarında bulunan hamur vs. gibi suyun deriye geçmesini engelleyen nesneleri gidermeden alman boy abdesti sahih olmaz. Ancak, boyacının tırnağı üzerinde kalan boya lekeleriyle çiftçilerin ve şehirlilerin tırnak altlarında biriken tırnak kirleri, pire ve sinek tersleri gusle engel teşkil etmez.
Gerek az gerek çok olsun, dişlerin arasında kalan yiyecek artıkları suyun alta ve çevresine sirayetini engellerse yine gusül sahih olmaz.
Ayakları çatlak olan kimseler, eğer çatlaklarına merhem sürmüşlerse; bakılır eğer suyun sirayeti çatlaklarına zarar veriyorsa su, ilaç üzerinden yürütülür, bu da zarar veriyorsa ilacın üzeri mesh edilir. Bu da zarar verirse, orası öyle bırakılır.
Saç örgülerinin yıkanması:
Saçlarını örmüş erkekler, farz olan boy abdestini aldıklarında örgülerini çözmek mecburiyetindedirler. Ama, kadınların örgülü saçlarını çözüp aralarını yıkamaları şart değildir, suyu saçlarının diplerine ulaştırmaları yeterlidir. Kadınların saçları örgülü değilse, bu takdirde saçlarının aralarına suyu geçirmeleri farz olur.
Kuaförlerde yaptırılan saçların yıkanması:
Bugün kuaförlerde kesilen ve yapılan çeşitli saç tipleri vardır, bunlar genellikle keçeleşmiş, birbirine girmiş saçları andırırlar. Fıkıh kitaplarımızda, keçeleşmiş saçların aralarının yıkanması öngörülmüştür. Bu nedenle, kadınların örgü yaptırdıkları saçları hariç diğer tüm saç modellerinde suyu saçlarının aralarına ulaştırmaları gerekir. Başa naylon geçirip, yalnız saç diplerini ıslatmak yeterli değildir, böyle yapanlar cünüplükten temizlenmiş olmazlar.
Farz olan gusülle ilgili bazı meseleler:
Uykudan uyanan bir kimse çamaşırında veya yatağında ıslaklık gördüğünde bakılır: Eğer rüyasında birleşmiş ise, yıkanması farz olur. Ama rüyasında birleştiğini hatırlamayıp da gördüğü ıslaklığın meni veya mezi olduğu hususunda şüpheye düşerse, yine İmam-ı Azam ile İmam Muhammed’e göre yıkanması lazım gelir. Ama o yaşlığın meni olmadığına kanaat getirirse yıkanması gerekmez.
Rüyasında münasebette bulunduğunu hatırlasa, fakat çamaşırında veya vücudunda yaş veya kuru bir şey görmese yine yıkanmaz.
Cünüp, hayız ve lohusa olanların Kur’an okumaları caiz olmadığı gibi Kur’an’a el sürmeleri de caiz değildir. Kur’an’la birlikte dikilmiş Kur’an ciltleri Kur’an hükmündedir. Bu gibileri Kur’an-ı ancak bir bezle tutup kaldırabilirler.
Cenabet olan birinin tefsir, hadis ve fıkıh kitaplarını çıplak elle tutması tahrimen mekruhtur.
Abdestsiz olan birinin tefsir, hadis ve fıkıh kitaplarını çıplak elle tutmasının mekruh olduğunu söyleyenler var ise de en sahih görüş bunun mekruh olmadığıdır.
Cünüp iken bir şey yiyip içmek:
Cünüp olan birisi, elini ve ağzını yıkamadan yemek yememelidir, bu mekruhtur.
Cünüp erkek ve kadınlarla hayız ve lohusa olan kadınların zaruret olmadıkça mescitte oturmaları veya mescitten geçmeleri caiz değildir.
Gusül yapma mecburiyetinde olan biri, dua maksadıyla dua mahiyetindeki ayetleri okuyabilir. Mesela; lohusa bir kadın dua kastıyla Fatiha’yı okuyabilir.
Kur’an öğretmenliği yapan bayanların durumları:
Kur’an muallimleri adet gördüklerinde normal olarak vazifelerine devam ederler. Ellerini Kur’an sayfalarına sürmeden hece hece veya kelime kelime öğretimlerini sürdürürler. Hafızlık yapanları dinliyorlarsa kendileri telaffuz etmeden Kur’an’a bakarak veya ezbere dinlerler, uyanlarını kelime kelime yaparlar, iki kelimeyi peş peşe
söylemezler.
Mecburi hizmet yapan birinin, üzerine su lazım olduğunda bütün imkanlarını kullanmasına rağmen yıkanmasına izin verilmiyor, bu durumda bütün imkanlar denendikten sonra yıkanma imkanı sağlanamazsa, bu durumda – yıkanma imkanına kavuşuncaya kadar teyemmüm edilip namaz kılınır.
Hangi maddeden yapılmış olursa olsun sabit dişler gusle engel olmazlar. Yalnız çıkarılıp takılabilen dişlerin ve protezlerin farz olan gusüllerde çıkarılmaları gerekir.
Kur’an’ın yazılı bulunduğu sayfanın yazısız yerlerine el sürmenin caiz olduğunu bazdan söylemişlerse de bundan sakınmak daha iyidir.
GUSLÜN SÜNNETLERİ
Boy abdestinde 12 sünnet vardır:
1) Yıkanmaya Besmele ile başlamak,
2) «Niyet eyledim boy abdesti almaya» diye niyet etmek.
3) Elleri üç defa, bileklere kadar yıkamak,
4) Pislik olsun olmasın edep yerlerini önceden yıkamak.
5) Vücudun sair yerlerindeki pislikleri temizlemek,
6) Yerinde açıklandığı üzere Sünnet ‘e uygun olarak abdest almak. Yalnız burada şöyle bir fark vardır: Yıkanılan yerin akıntısı yoksa, bir leğen içinde yıkanılıyorsa, ayakların yıkanması sonraya bırakılır.
7) Vücuda üç kere su dökmek ve her döküşte suyun vücudun her tarafına sirayetini sağlamak. Bu dökülen suların birincisi farz, diğer ikisi ise Sünnettir.
8) Suyu vücuda dökmeye baştan başlamak,
9) Sonra sağ omuza dökmek,
10) Sağ omuza döktükten sonra sol omuza dökmek.
11) Vücuda suyu döktükten sonra vücudu ovalamak.
12) Vücut organlarını yıkarken zaman aralığı bırakmamak. Yani sağ tarafı yıkayınca hemen sol tarafa geçmek, organları peş peşe yıkamak.
Farz olan boy abdesti esnasında ağza veya buruna su verilmesi unutulsa ve bu halde farz veya vacip bir namaz kılınsa sonra da ağza yahut buruna su verilmediği hatırlansa hemen ağza veya buruna bolca su verilerek namazlar yeniden kılınır. Eğer kılınmış namaz nafile cinsinden ise yeniden kılınması gerekmez. Çünkü namaza durulduğundan, abdestsiz durulduğundan bu duruş geçerli sayılmaz.
GUSLÜN EDEBLERİ
Abdestin edepleri, gusülde de aynen geçerlidir. Yalnız gusülde Kıble ‘ye karşı durulmaz, zira bu hallerde ekseriya avret mahalleri açık olur. Boy abdesti alırken konuşmamak ve dua okumamak, kimsenin göremeyeceği bir yerde yıkanmak, gusülden sonra iki rekat namaz kılmak guslün edeplerindendir.
Konuyla ilgili bazı meseleler:
Erkekler erkeklerden, kadınlar da kadınlardan boş bir yer bulamadıklarında mümkün olduğu ölçüde örtünerek bir köşeye çekilip yıkanırlar. Bu esnada avret yerleri açılırsa, kendi değil bakanlar günaha girmiş olur.
Erkek veya kadınlar kendi cinsleri arasında da olsa yıkanacakları zaman avret mahallerini örtecek bir şey bulamadıklarında farz olan gusüllerini sonraya bırakırlar, namazlarını teyemmümle kılarlar. Sonra meşru çerçevede yıkanma imkanına kavuştuklarında boy abdestlerini alırlar ve teyemmümle kıldıkları namazlarını iade ederler
Biz Hanefilerde gusülde niyet şart olmadığından cünüp olan biri denize veya büyük bir havuza dalıp bütün vücudunu ıslatsa, cünüplükten temizlenmiş olur. Suda biraz beklese, gusülde öngörülen sünnetleri de gerçekleştirmiş sayılır.
Farz olan boy abdesti alınırken, bir organın suyunu diğer bir organa nakledip onu temizlemek caizdir. Çünkü gusülde, vücudun tamamı bir uzuv sayılır. Halbuki abdestte böyle bir şey caiz değildir. Mesela; abdest alınırken sağ koldan akan sularla sol kol yıkanamaz.
GUSÜLDE MEKRÛH OLAN HUSUSLAR
Abdestte mekruh görülen hususların tamamı gusülde de mekruhtur. Ayrıca;
1- Yıkanma sırasında dua okumak,
2- Kimsenin göremeyeceği bir yerde çırılçıplak yıkanmak,
3- Suyu çok az veya çok fazla kullanmak guslün mekruhlarındandır.
VACİB OLAN GUSÜL
1) Ölüleri yıkamak vaciptir.
2) Bir kafir cünüp iken İslam’a girse boy abdesti alması vacip olur.
Kafir olan bir kadın hayız veya lohusalık kanı kesildikten sonra İslam’a girse yıkanması vacip olmaz.
SÜNNET OLAN GUSÜL
Şu dört şey için boy abdesti almak Sünnettir:
1) Cuma günleri Cuma Namazı için gusletmek.
2) Bayram günleri Bayram Namazları için gusül yapmak.
3) Hac veya Umre için ihrama girerken boy abdesti almak.
4) Yine hacılara has olmak üzere Arife Günü zevalden sonra gusül yapmak da sünnettir.
MÜSTEHAB OLAN GUSÜLLER
Aşağıda vasıfları belirtilecek hallerde boy abdesti almak müstehabtır, hoştur, sevap vesilesidir.
1) Cünüp değilken İslam’a girenin,
2) 15 yaşına bastıkları halde rüştlerini ispat edememiş erkek ve kızların bu yaşa girdiklerinde boy abdesti almaları mendubtur. Artık bu yaşta evlenen birinin edep yeri, karşı cinsten birinin çıplak olan edep yerine değdiğinde yıkanması gerekir.
3) Delilikten kurtulanların, baygınlıktan ve sarhoşluktan ayı 1 ani arın.
4) Kan aldıranların.
5) Ölü yıkayanın.
6) Şaban’ın 15’inci gecesi olan Berat Gecesi’ne erişenin,
7) Kadir Gecesi’ne ulaşanın.
8) Peygamber (s.a.v.)’in şehrine (Medine-i Münevvere’ye) girmek için.
9) Kurban Bayramı’nın birinci günü Müzdelife’de vakfe için,
10) Ziyaret tavafı yapmak üzere Mekke’ye girildiğinde,
11) Güneş tutulduğunda namaz kılmak için,
12) Yağmur duasına çıkmak için,
13) Büyük bir korku anında niyazda bulunacak olanın,
14) istihaza denilen hastalık kanından kurtulan kadının,
15) Günahtan tövbe edenin,
16) Bir yolculuktan gelenin,
17) Cünüplüğü akabinde hayız olan bir kadının hemen yıkanması mendubtur. Ama yıkanmayıp adetinin bitimine bırakırsa bir sakıncası olmaz.
18) Bir kimse hanımına yaklaştıktan sonra yıkanmadan tekrar münasebette bulunabilir. Fakat ikinci yaklaşımdan önce her ikisinin de yıkanması veya abdest alması mendubtur.
19) Namaz vakti girmeden farz olan guslü yapmak mendubtur. Yani cünüp olan erkek ve kadın, diyelim ki Yatsı namazını kıldıktan sonra birleştiler, bunlar Sabah namazının vaktine kadar yıkanmadan öyle durabilirler bunun bir sakıncası yoktur. Yalnız, yıkanıp öyle uyumaları daha eftaldir. Ayrıca burada bir nokta var, bu müsamaha hayızdan ve nifastan temizlenen kadınlara verilmemiştir. Onlar, vakit içinde temizlendiklerinde hemen yıkanmakla mükelleftirler. Zira temizlendikleri vaktin namazını yıkanıp eda edecekleri bir zaman varsa, o namaz üzerlerine farz olur.
20) Şeytanı taşladıktan sonra.
işte, bu hallerde boy abdesti almak müstehabtır. Yalnız Sünnet ve Müstehab olan boy abdestlerinde farz gusüllerde olduğu gibi ağza ve buruna su verilirken mübalağa yapılmaz (aşırılığa kaçılmaz), gargara yapılmaz bu tür gusüllerde, bunlar gereksizdir.