Musanın Annesinin Öyküsü
HZ.MUSA'NIN ANNESİNİN ÖYKÜSÜ
Musanın Annesinin Öyküsü, “Allah, “Ey Musa, İstediğin sana verildi, dedi. Zaten sana bir defa daha iyilikte bulunmuş ve annene vahiyedilmesi gerekeni vahiy etmiştik. Musa’yı bir sandığa koy ve suya bırak, su onu kıyıya atar, bana da, ona da düşman olan biri onu alır. Ey Musa! Seni sevimli kıldım/seni sevdim ve gözümün önünde yetişmeni istedim. Kız kardeşi Firavunun sarayına giderek “Ona bakacak birini size göstereyim mi? diyordu. Böylece annen üzülmesin, sevinsin diye seni ona döndürmüştük. Sen bir cana kıymıştın. Seni üzüntüden kurtarmış ve birçok musibetlerle denemiştik. Bunun için Medyen halkı arasında yıllarca kalmıştın. Sonra, ey Musa, peygamberlik görevini yüklenecek bir yaşa gelince, dönüp geldin.
“Ta Sin Mim! Bunlar apaçık kitabın ayetleridir. İnanan bir millet için, sana Musa ve Firavun olayını olduğu gibi/gerçek olarak anlatacağız. Firavun memleketin başına geçti ve halkını topluluklara ayırdı. İçlerinden bir topluluğu güçsüz bularak onların oğullarını boğazlıyor, kadınları sağ bırakıyordu. Çünkü o, bozguncunun biriydi.
Biz, memlekette ezilenlere iyilikte bulunmak, onları önderler yapmak, onları varisler kılmak, memlekete yerleştirmek; Firavun, Hâmân ve her ikisinin askerlerine, çekinmekte oldukları şeyleri göstermek istiyorduk. Musa’nın annesine “Çocuğu emzir, başına gelecekten korktuğun zaman onu suya bırak.
Korkma, üzülme, biz şüphesiz onu sana döndüreceğiz ve peygamber yapacağız” diye bildirmiştik. Firavunun adamları onu almışlardı. Firavun, Hâmân ve askerleri, suçlu olduklarından, o onlara düşman ve başlarına da dert
olacaktı. Firavunun karısı “Benim de, senin de gözün aydın olsun! Onu öldürmeyiniz, belki bize faydalı olur yahut onu oğul ediniriz” dedi. Aslında işin farkında değillerdi.
Musa’nın annesi, oğlundan başka bir şey düşünemez oldu. Allah’ın verdiği söze iyice inanması için kalbini pekiştirmeseydik, nerede ise saraya alınan çocuğun kendi oğlu olduğunu açığa vuracaktı. Musa’nın ablasına “Onu izle” dedi. O da, kimse farkına varmadan, Musa’yı uzaktan gözetledi. Önceden, süt annelerinin memesini kabul
etmemesini sağladık. Musa’nın ablası “Size, sizin adınıza ona bakacak, iyi davranacak bir ev halkını tavsiye edeyim mi?” dedi. Böylece onu, annesinin gözü aydın olsun, üzülmesin, Allah’ın verdiği sözün gerçek olduğunu bilsin diye, ona döndürdük. Fakat çokları bilmezler.”
Hz. Musa’nın annesinin öyküsü sadece Taha ve Kasas surelerinde geçmektedir. Yüce Allah’ın “Musa ve Firavun ‘un
haberinden sana olduğu gibi/gerçek olarak okuyoruz” sözünden şunu anlıyoruz; Onun öyküsünde meydana geldiğine kesin olarak inandığımız olayları ve sahneleri anlatacağız. Doğruluğunu ve meydana geldiğini kesin olarak bilmediğimiz şeyleri anlatmayacağız. Çünkü böyle bir şey, ayetin ” gerçek olarak “ölçüsüne aykırı olmaktadır.
“Gerçek olarak” okumak, Kur’an ayetleri ve varsa sahih hadisler çerçevesinde kalmak ve onlarda verilen bilgilerle
yetinmek demektir. Çünkü bunların haber verdikleri şüphe götürmeyen gerçeğin kendisidir.
“Gerçek olarak” okumak, öykü hakkında israiliyyat ve hurafelere gitmemek demektir. Çünkü bunların söylediği
şeylerin hak veya batıl olduğunu kesin bilemiyoruz. Onun için, Allanın izniyle, gerçek olarak anlatılan ve Peygambere gerçek olarak okunan naslar çerçevesinin dışına çıkmayacağız.