Meleklerin Özellikleri
BAZI MELEKLER VE VAZİFELERİ
Meleklerin Özellikleri, Melek kelimesi (çoğulu melâike) Ugaritçe, Habeş’çe, İbranice ve Arapça gibi Sâmî dillerde bulunan “göndermek” anlamındaki “lʾek” kökünden olup “haberci, elçi; güçlü kuvvetli, tasarrufta bulunan, yöneten” manalarına gelmektedir.
Meleklerin Özellikleri
1- Nurdan yaratılmış üstün ve lâtif Cisimlerdir:
Melekler yemezler içmezler, evlenmezler, üremezler. Onlar Rablerinin emirlerine amade yaratıklardır. O’nun emirlerine karşı gelmezler. Gece-gündüz usanmadan ibadet ederler. Bu hususta yüce kitabımızda şöyle buyurulur:
— «Göklerde ve yerde bulunan kişiler O’nundur. O’nun huzurundaki kişiler (melekler) kendisine ibadet etmekten asla kibirlenmezler, yorulmazlar da. Onlar gece-gündüz ara vermeden O’nu teşbih ve tenzih ederler» (Enbiya Suresi: 19,20)
2- Meleklerin kanatları vardır:
Yalnız bu kanatların hakikat ve keyfiyetlerinin nasıl olduğunu Allah bilir. İkişer, üçer, dörder ve daha fazla kanatlı melekler olduğunu Kur’an’dan öğreniyoruz. Allah Teâlâ Fâtır suresinin ilk ayetinde mealen şöyle buyurur:
— «Gökleri, yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı olmak üzere elçiler yapan Allah’a hamdolsun. O, yaratışta ne dilerse onun artırır. Şüphe yok ki Allah her şeye hakkıyla kadirdir.»
3- Melekler utanırlar:
Melekler de kendi hallerine uygun bir utanma hissine sahiptirler. Zira Peygamber (s.a.v.)’in Osman b. Affan (r.a)’i kastederek:
— «Meleklerin kendisinden utandıkları bir adamdan ben mi utanmayacağım!» dediği sahih bir senetle rivayet edilmiştir. Bu hadis meleklerde hayâ hissinin bulunduğunun açık bir delilidir.
4- Melekler tiksinirler:
İnsanların tiksindikleri gibi melekler de pis kokulardan, kötü şeylerden tiksinir rahatsızlık duyarlar. Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadislerinde şöyle buyururlar:
— «Sarımsak, soğan ve pırasa yiyip de bunların kokuları ağızlarından gitmemiş olan bizim mescidimize yaklaşmasın! Çünkü Adem oğullarının eziyet duydukları şeylerden melekler de rahatsız olurlar.»
5- Allah’tan korkarlar:
Melekler Cenâb-ı Hak’tan çok korkarlar. Bu husus Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade buyurulur:
— «Göklerde olan yerde olan canlılar ve melekler kendilerine hiç bir yüksünme gelmeden Allah’a secde ederler (Evet) kendilerine her suretle kahır ve hâkim olan Rab’lerinden korkarak (daima O’na inkıyat ederler. Melekler de) ne emir olunurlarsa onu yaparlar.» (Nahl Suresi: 49, 50).
6- Melekler Allah Teâlâ’yı çok sevdiklerinden
O’nu seveni de severler: Melekler de kendi yaratılışlarına göre muhabbet hisleri vardır, şer’i naslar bunu göstermektedir. Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem bir hadislerinde şöyle buyurur:
— «Allah Teâla bir kulu sevdiğinde Cebrâİl’e:
— Allah falanı sevdi, sen de onu sev, diye seslenir.
Cebrail de sever ve gök sakinlerine:
— Allah falan kimseyi sevdi siz de onu seviniz diye seslenir.»
(Buhari-Müslim)
7- Melekler; müminlere dua, kâfirlere de belâ okurlar:
Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:
— «Arş’ı yüklenen bir de onun etrafında bulunan (melekler) Rablerini hamt ile (tenzih) teşbih ederler. O’na iman ederler. Müminlerin de yarlıgamasını (şöylece) isterler: Ey Rabbimiz! Senin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır, o halde tövbe edenleri, Senin yoluna uyup gidenleri yarlığa, onları Cehennem azabından koru.» (Mü’min Suresi: 7)
Allah Teâlâ kâfirleri lanetlediği bir ayetinde mealen şöyle buyurur:
— «Hakikat küfredip de kendileri kâfirler olarak ölenler (yok mu?) İşte onlar; Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onların üstünedir.» (Bakara Suresi: 161).
8- Melekler yaratılışları ve büyüklükleri itibarıyla çeşit çeşittirler:
Yukarıda yazdığımız gibi ikişer üçer dörder ve daha fazla kanatlı melekler olduğu gibi cüsseleri itibarıyla çok büyük melekler de vardır. Câbir radıyallahü anh’den rivayete göre Nebi sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurmuşlar:
— «Allah Teâlâ’nın Arşı yüklenen meleklerinden bir meleği anlatmam için bana izin verildi. O meleğin kulak memesiyle omuzu arasındaki mesafe cins bir atın yürüyüşüyle yedi yüz senelik bir yoldur!»
BAZI MELEKLER VE VAZİFELERİ
Meleklerin vazifelerine delâlet ve işaret eden Kur’an ayetleriyle hadis-i şerifleri mütalaa ettiğimizde ulvisiyle süflisiyle kainattaki her işin melekler vasıtasıyla sevk u idare edildiğini görürüz. Yaptıkları işleri hasr altına almaya, belli bir rakamla sınırlamaya imkan yoktur. Biz burada bazı meleklerin ayet ve hadislerden icmalen bildirilen vazifelerine işaretle yetineceğiz:
1- Cebrail aleyhi selam:
Cebrail (a.s.) en şerefli bir vazifeyi deruhte etmiştir, Aziz ve Celil Allah Kur’an’da O’nu şu vasıflarla yâd eyler:
— «Şüphesiz, muhakkak o (Kur’an) çok şerefli bir elçinin (Cebrail’in getirdiği) kelâmdır. (Bir elçi ki) çetin bir kudrete
mâliktir. Arş’m sâhibi (olan Allah) nezdinde çok itibardır, orada kendisine itaat olunandır, bir emin (güvenilir)’dir.» (Tekvir Suresi: 19-22).
Allah ile Peygamberleri arasında elçilik görevi, Allah’ın emir ve yasaklarını, Peygamberlerin hatt u hareketlerini tayin ve tespitle alakalı vahiyleri O indiriyordu. Abdullah İbn Mes’ud radıyallahü anh’İn rivayetine göre Rasûlullah sallallahü aleyhi ve sellem Cebrail’i altı yüz kanatlı olarak görmüş, Miraç yolculuğunda Efendimize refakat ederek gökleri gezdirmişti.
2- Mikail aleyhi selam:
Tabiî hadiseleri icraya memur bir melektir; yağmurları yağdırmak, bitkileri bitirmek, rüzgarları estirmek, sıcağı ve soğuğu oluşturmak bu meleğin vazifeleri arasındadır.
3- İsrafil aleyhi selam:
Kıyamet günü «Sura üfürmekle görevlendirilmiştir, hazır bir vaziyette bu emri beklemektedir.
4- Azrail aleyhi selam:
Ölüm meleğidir, ruhları kabzetmekle mükelleftir. Meleklerden bir çok yardımcısı vardır. Bunu Allah Teâlâ’nın şu ayetinden öğreniyoruz.
— «O (Allah) kullarının üzerine (yegâne) kahr u galebe (ve tasarruf) sahibidir. Size bekçi (melek)ler yolluyor. Nihayet herhangi birinize ölüm geldi mi (o) elçilerimiz, (evet) onlar artık ve eksik bir şey yapmaksızın onun ruhunu alırlar.» (En’am Suresi: 61)
Ölüm meleği olan Azrail’in yardımcıları iki sınıftır:
a) Rahmet melekleri;
b) Azap melekleri.
Bunlar Azrail’in emrindedirler, onun direktiflerine göre hareket ederler.
5- Hamele-i Arş denilen melekler:
Bunlar Arş-ı Rahman’ı yüklenmişlerdir, sayıları dörttür. Kıyamet günü bunlara:
— «O gün Rab’ının Arşım (bucaklardakilerin) üstlerinde bulunan sekiz (melek) yüklenir.» (Hakka Suresi: 17) mealindeki ayetin delâletiyle dört melek daha ilave edilerek miktarları sekize çıkarılır.
6- Rıdvan adlı melek ve yardımcıları:
Vazifesi cennetlerin bekçiliğidir. Yardımcıları vardır, cennet hadimlerinin (hizmetçilerinin) reisidir. Cennette sayılarını ancak Allah’ın bildiği hesapsız hizmetçi melekler vardır. Allah Teâlâ vazifelerini hakkıyla yapan müminler için iyi bir sonuç olduğunu beyan ederek:
— «O sonuç Adn cennetleridir. Onlar, atalarından, zevcelerinden, zürriyetlerinden salâh erbabı olanlarla da beraber olmak üzere oralara girecekler, melekler de her bir kapıdan onların yanma sokulacaklar (ve şöyle diyecekler:) sabrettiğiniz şeylere mukabil sizlere selâm (ve selâmet). Dar(-ı dünyan)ın en güzel sonucudur bu!» (Ra’d Suresi: 23-24) buyurmuştur. İşte müminleri selâmla karşılayan melekler Rıdvan meleğinin riyaseti altındaki hizmetçi meleklerdir.
7- Mâlik adlı melek ve yardımcıları:
Cehennem Zebanileri diye anılan bu meleklerin sayıları on dokuzdur. Reisleri «Mâlik» adlı melektir. Cehennem halkına azapları bunlar tatbik ederler. Cehennemdekiler şöyle çağrışırlar:
— «Ey Mâlik! Rab’ın bizi öldürsün. O da: Siz muhakkak azapta kalıcılarsınız der.» (Zuhruf Suresi: 77) mealindeki ayette geçen «Mâlik» işte bu melektir.
Cehennem Zebanilerinin on dokuz tane olduklarını Müddessir süresindeki şu ayetlerden öğreniyoruz.
— «Sen biliyor musun Cehennem nedir? Hem (bedeninden hiç bir eser) bırakmaz (hepsini helâk eder) hem yine (eski haline getirip aynı azabı yapmaktan) vaz geçmez. İnsana çok susamıştır. Üzerinde on dokuz melek vardır. Biz o ateşin bekçiliklerine meleklerden başkasını memur etmedik. Sayılarını da küfredenler için başka değil ancak bir fitne yaptık ki kendilerine kitap verilenler sağlam bilgi edinsinler, iman edenlerin de inançları artsın.» (Müddessir Suresi: 27-31)
8- Yazıcı melekler:
İnsanların yaptıkları işleri yazmak ve saymakla mükelleftirler: Her mükellefin sağında ve solunda birer melek vardır, sağındaki iyi işlerini solundaki de kötü işlerini kaydeder. Yalnız soldaki melek sağdaki meleğin komutası altındadır.
Allah Teâlâ şöyle buyurur:
— «Halbuki sizin üstünüzde hakiki bekçiler, (Allah indinde) çok şerefli yazıcılar vardır ki onlar ne yapıyorsanız bilirler.» (înfitar Suresi: 10-12)
Bu meleklerin mevcudiyetini bildiren diğer bir ayette şöyle buyrulur:
— «Hatırla ki (insanın) hem sağında, hem solunda oturan onun amellerini tespit etmekte olan iki de (melek) vardır. O (insan) bir söz atmaya dursun mutlak yanında hazır bir gözcü vardır.» (Kaf Suresi: 17,18).
9- Hafaza (Bekçi) melekler:
İnsanları cinlere, şeytanlara ve afetlere karşı korurlar. Ra’d suresinin 11. ayetinde:
— «Onun (ve her insanın) önünde, arkasında kendisini Allah’ın emriyle gözetip koruyan takipçi melekler vardır» diye nitelendirilen melekler bunlardır.
Abdullah İbn Abbâs (r.a.)’nın tefsirine göre bu melekler, kişileri her türlü afete karşı korurlar, fakat Allah’ın takdir buyurduğu kaderlerin (alın yazgılarının) tahakkuk anı geldiğinde kişileri kaderleriyle baş başa bırakırlar.
10- Dağlar meleği:
Bunun vazifesi de dağlar üzerinde tasarruftur. Bunu şu rivayetten öğreniyoruz: Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem Medine’ye hicret buyurmadan önce kendisine destek olmaları için Tâif deki yakınlarının yanma gitmişti. Tâifliler Allah’ın Rasûlüne yardım etmedikleri gibi bir hayli eza ve cefa da ettiler. Bunun üzerine «Melekü’l-cibâl (dağlara memur melek)»:
—-Yâ Rasûlallah! İstersen Mekke ve Tâif şehirlerinin her iki tarafındaki dağlan birbirine kavuşturayım da sakinlerini helâk edeyim, diye izin ister. Allah’ın Rasûlü:
— Hayır! Bunların helâk olmalarını istemem. Zira belki sulplerinden yalnız Allah’a ibâde, eder, O’na ortak koşmaz bir kavim (nesil) çıkabilir, cevabını verir.
11- Seyahat eden melekler:
Bunlar yeryüzünde dolaşarak salât u selâm getiren Müslümanların salâvatlarını, selâmlarını Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem’e iletirler.
12- Münker ve Nekîr melekler:
Bunların vazifeleri de ölenleri kabirlerinde sorguya çekmektir.